Okulda dersleri neden kötü? Benim çocuğum neden okumaya başlayamadı? Dede sözcüğünü bebe diye mi okuyor? B ve d harflerini, m ve n harflerini karıştırıyor mu? Sözcükleri okurken yeni harfler ekliyor veya çıkarıyor? Çok zeki, akıllı ve her şeyi çok kolay bir şekilde öğrenirken okumayı neden öğrenemiyor? Çok unutkan ve eşyalarını sürekli bir yerlerde mi unutuyor? Para üstü hesaplamak, saatleri öğrenmek, dün, bugün, yarın gibi kavramları öğrenmekte çok mu zorlanıyor?
Normal gelişim gösteren tüm bireyler, okul çağına ulaştıklarında ilkokul müfredatında verilen kazanımların çoğunu karşılayabilecek düzeydedir. Öğrenme bozukluğu olan bireyler ise okul çağında geldiğinde çoğunlukla öğrenmeye hazırlık süreçlerini tamamlayamadıkları görülmektedir. Zekâ düzeyleri ortalama ve/veya ortalama üstü olmasına karşın okuma-yazma, matematik gibi alanlarda ciddi zorluklar yaşayabilmektedir. Bu durum ebeveynlerin ve öğretmenlerin paniğe kapılmasına neden olmaktadır.
Öğrenme güçlüğü, sözcükleri akıcı ve doğru bir biçimde okuma, okuduklarını anlama, yazma, hesaplama ve akıl yürütme gibi temel akademik becerilerin sergilenmesini engelleyen nörogelişimsel bir durum olarak ifade edilmektedir. Öğrenme güçlüğünün yazılı anlatım (disgrafi), okuma (disleksi), matematik (diskalkuli) bozuklukları gibi tipleri bulunmaktadır. Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerin bu alanların biri veya birkaçında yaşadıkları sorunlar zihinsel yetersizlikten ziyade bireylerin zihinsel işlevlerini tam olarak kullanmadaki yetersizlikleri olarak ifade edilmektedir. Öğrenme güçlüğü (disleksi), yeterli ve uygun biçimde sunulmayan eğitim, uygun olmayan akademik kazanımlar, sosyal ve ekonomik dezavantajlar ile doğum öncesi, doğum sırasında yaşanan bazı olumsuzluklara bağlı olarak gelişebilmektedir.
Öğrenme güçlüğünün bireylerde kaygı ve depresyon durumlarına yol açmaması erken tanı ile engellenebilmektedir. Öğrenme güçlüğü genellikle okulda öğretmenler tarafından tespit edilir ve aileler ile paylaşılır. Aileler bu durumda farklı duygularla baş etmek zorunda kalabilmektedir. Bazı aileler üzüntü, suçluluk, kızgınlık gibi yoğun duygular hissederken bazılar ise depresyona kadar sürüklenebilmektedir. Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerin ailelerinin şüphesiz en doğru yaklaşımı bu durumun varlığını kabul edip çocuklarını desteklemeleridir.
NELER YAPABİLİRİZ?
Öğrenme güçlüğünün erken fark edilmesi bireylerin yaşadıkları sorunları en aza indirmesinde önemli rol oynamaktadır. Durumun kabul edilmesinin ardından bir uzmanla görüşülüp bireyin kapsamlı değerlenmesinin yapılması gerekmektedir. Bu değerlendirme ile bireyin hangi alanlarda nasıl sorunlar yaşadığı belirlenmelidir. Sonrasında bu alanlara yönelik özel eğitime başlanmalıdır. Kapsamlı olarak yapılan bu değerlendirme sonuçları ebeveynlerle paylaşılmalıdır. Ebeveynlere bireyin sorun yaşadıkları alanlarla birlikte güçlü oldukları alanlar da açıklanmalıdır. Ayrıca öğrenme güçlüğü yaşayan bireylere güçlü oldukları alanlar sürekli olarak hatırlatılarak ve olası özgüven eksikliklerine engel olunmalıdır.
Değerlendirme sonuçları aile ile paylaşıldıktan sonra bireye de yaşadığı öğrenme farklılıkları ile ilgili konuşulmalıdır. Ayrıca sonraki süreçte yapılacaklar kendisine detaylı olarak açıklanmalıdır. Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylere güçlü yönleri mutlaka açıklanmalı sürekli olarak hatırlatılmalıdır. Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerin sürekli akademik ve sosyal olarak desteklenmesi gereklidir.
Yararlanan Kaynaklar
American Psychiatric Association [APA], 2013
Individuals with Disabilities Education Act [IDEA], 2004
Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi [MEGEP], 2007
Deniz, M. E., Yorgancı, Z., & Özyeşil, Z. (2009). Öğrenme güçlüğü görülen çocukların sürekli kaygı ve depresyon düzeylerinin incelenmesi üzerine bir araştırma.